bakmak

bakmak
выгля́дывать
* * *
-e
1) смотре́ть, гляде́ть
2) смотре́ть, выходи́ть на ..., быть обраще́нным

odanın pencereleri denize bakıyor — о́кна ко́мнаты смо́трят на мо́ре

3) смотре́ть, забо́титься, присма́тривать

bostana bakmak — смотре́ть за огоро́дом

hastaya bakmak — уха́живать за больны́м

4) наблюда́ть (о враче)

hastaya hangi doktor bakıyor? — како́й врач ле́чит больно́го?

5) обраща́ть внима́ние на кого-что
придава́ть значе́ние кому-чему

bana bakma — ты на меня́ не смотри́

6) иска́ть, поиска́ть, посмотре́ть

çocuğa bak, nerededir? — поищи́ ребёнка, где он?

7) посмотре́ть, попро́бовать, прове́рить

bu hesaba sen de bak — посмотри́ и ты э́тот расчёт

yemeğin tadına bak — попро́буй э́ту еду́

8) занима́ться чем

bu işlere başka daire bakar — э́тими дела́ми занима́ется друго́й отде́л

derslerine bak — займи́сь уро́ками

9) зави́сеть от чего

bu sizin bir sözünüze bakar — э́то зави́сит от одного́ ва́шего сло́ва

iş paraya bakar — де́ло зави́сит от де́нег

10) ви́деть, поня́ть

baktı ki kavga çıkacak, oradan hemen uzaklaştı — ви́дит, быть сканда́лу, и он то́тчас ушёл

11) походи́ть, быть похо́жим (о цвете)

bu kumaşın rengi yeşile bakıyor — цвет э́того материа́ла сма́хивает на зелёный

••
- kadınlar erkeklere bakarak daha ağırbaşlıydılar
- bakmadan
- hastalığına bakmadan
- bakarsın
- odunu vaktinde al
- bakarsın kış birden bastıraverir
- sağa bak!
- sola bak!

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Полезное


Смотреть что такое "bakmak" в других словарях:

  • bakmak — I, 102, 192, 340, 425; I I, 16, 26, 33, 144, 250. 292; III, 23, 194. 272,295, 440 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cin cin bakmak — 1) kurnazca bakmak 2) uykusuz gözlerle bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kem gözle bakmak — 1) kötü niyetle bakmak 2) nazar değdiren bir bakışla bakmak Eh yakışıklı da delikanlı. Bir tanesi kem gözle baktıysa tamam. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötü gözle bakmak — 1) bir kimse için iyi olmayan düşünceler beslemek, bunu belli edercesine bakmak Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz. S. F. Abasıyanık 2) cinsel duygu ile bakmak Ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem, neden ona kötü gözle bakmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yan yan bakmak — 1) göz ucuyla bakmak İhtiyar kadın yan yan torununa bakıyordu. M. Yesari 2) kin, nefret veya öfke ile bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yan gözle bakmak — 1) yan bakmak 2) belli etmeden, göz ucuyla bakmak Genç bir jandarma zabiti, sert bir eda ile geçiyor, yan gözle bana bakıyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • titrü bakmak — dik bakmak, keskin gözle bakmak, II, 292; III, 272 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • boş boş bakmak — amaçsız, anlamsız ve bilinçsizce bakmak Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı. O. Pamuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bön bön bakmak — anlamayarak, safça, şaşkın şaşkın bakmak Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum un yüzüne bakıyordum. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dik dik bakmak — çok sert bir biçimde, sert sert, öfkeli öfkeli bakmak Hiçbir şey söylemeden dik dik baktı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»